Oğlu sabah annesine okula gitmek istemediğini söyler. Annesi oğluna, okula gitmemek için bana iyi bir neden şöyle der.
— Okulda bütün öğrenciler benden nefret ediyor deyince, anne ;
— Bu geçerli bir neden değil, bana başka bir sebep daha söyle, der.
— Ama anne okuldaki bütün öğretmenler de benden nefret ediyor, der.

Bunun üzerine annesi oğluna benim de sana okula gitmen için iki sebebim var der.
— Birincisi sen artık 50 yaşına geldin. İkincisi sen o okulun müdürüsün, der

Yıl sonu tatili yaklaşmıştı. Yatılı okulda okuyan Sedat'ın notlarının durumu pek parlak değildi. Eve gidip durumu babasına söylemeye korkuyordu. Belki faydası olur diye telefonla annesini arayarak:
- Anneciğim, tatil oldu geliyorum. Ama maalesef sınıfta kaldım. Ne olursun, ben gelinceye kadar babamı hazırla! dedi.

Duruma canı sıkılan ve morali bozulan annesi, oğluna şu cevabı verdi:
- Baban hazır, asıl sen kendini hazırla!..

Küçük Mert 3-4 yaşlarına gelince annesine sormuş:
- Anne ben nasıl dünyaya geldim?
Annesi:
- Bir akşam baban bir şeker aldı ve yastığın altına koydu. Sabah bir baktık ki sen varsın.

Bunu duyan Mert durur mu, hemen aynı akşam gitmiş bir şeker almış ve yastığın altına yerleştirmiş... Sabah kalkmış ki bir de ne görsün. Şekerin kokusunu alan karıncalar yastığın altına üşüşmüş. Bunun üzerine Mert:
- Ahhh ahh hepinizi öldürürdüm ama baba yüreği dayanmıyor.

Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyokültürel farklılığın da büyük boyutlara ulaştığı bir dönemde, bir Türk gurbetçisinin evinde küçük oğlan akşam üstü okuldan gelmiş...
Kapıdan girer girmez:
- Anne! Ben Alman oldum! diye seslenmiş,
Annesi:
- O nasıl söz? Sakın bir daha tekrarlama.
- Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. ben Almanım artık.
Annesi:
- Sus bakayım, diye tiz perdeden bağırırken, babası da içerden duyup koşmuş. Bir tokat, bir tokat daha. Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
- Şu dünyanın işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!

Ahmet, dışarıdan hızla eve girdi:
— Anne, bana para verir misin ?
— Ne yapacaksın parayı?
— Dışarıda bir adamcağıza vereceğim.
— Aferin oğlum, tebrik ederim seni. Nerede bu adam, göster bakalım.
— Dışarıda anne, dondurma satıyor... :)

Küçük Temel okul dönüşü annesine:
- Anneciğüm, bugün öğretmen pi sori sordu tek pen pildum, demiş.
Annesi merak etmiş:
- Soru neydi uşağum?
Temel:
- Pizum evun adresini sordi daa!

Anne, oğlunun üstünü başını kirli görünce seslenir:
- Oğlum, akşama misafirler gelecek, biraz temizlen.
Oğlan merakla sorar:
- Uzun kollu mu giydireceksin, kısa kollu mu? Ona göre yıkanayım.