Nasrettin Hoca Fıkraları

ANA SAYFA > Nasrettin Hoca Fıkraları (385 Fıkra)

Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca, içinde balık var mı diye bakarken, havuza düşmüş. Başlamış feryat etmeye:
- İmdat Yardım edin, boğuluyorum.
Kimse oralı olmamış. Adamın biri:
- Hocam, sen yüzme biliyordun ya, demiş.
Bunun üzerine Nasreddin Hoca:
- Doğru, nasıl da unutmuşum? Demiş ve iki kulaç atmış ve havuzdan çıkmış.

Nasrettin Hoca Fıkraları, Serdar Yıldırım paylaştı

Nasrettin Hocanın ahbapları toplanıp, Hocaya bir oyun oynamaya karar vermişler. Her şeyi önceden hazırladıkları gibi yapmak için de anlaşmışlar.

Bu sırada Hoca olacaklardan habersiz bir şekilde dostlarını görünce sevinmiş; "Çok şükür, sohbet edecek birkaç dost var" deyip tespihini sallaya sallaya yanlarına gitmiş. Dostları;
- Hoca Efendi, Hoca Efendi, temizlik imandan gelir derler. Biz hamama gidiyoruz, sen de gelir misin? dediklerinde Hoca;
- Tabii gelirim, hemen gidelim, deyip onlara katılmış.

Hamamın önüne gelmişler:
- İşte, bu civarın en güzel hamamı... Ne dersiniz Hoca Efendi, girelim mi? diye sormuşlar. Hoca da;
- Hay hay!, deyip kabul etmiş.

Hamamda güzel güzel yıkandıktan sonra, havadan sudan konuşurlarken biri;
- Bir teklifim var. Hepimiz yumurtlayalım. Kim yumurtlayamazsa hamam paralarını o ödesin, demiş.

Biraz sonra hepsi "Gıt gıt gıdaaak... Gıt gıt gıdaaak..." diye gıdaklamaya başlamışlar. Sonra da daha önce sakladıkları yumurtaları birer birer çıkarıp ortaya koymuşlar. Hoca bir oyuna geldiğini hemen anlamış.

İçinden "şimdi gösteririm ben size" diyerek;
- Kukurikuuuuuu, kukurikuuu! diye ötmeye başlamış. Dostları hayretler içinde;
- Hoca Efendi, aklını mı oynattın. Neden durmadan ötüp duruyorsun? diye sormuşlar. Hoca da:
- Be yumurtacılar, bu kadar tavuğa bir de horoz lazım değil mi? diye cevap vermiş.

Nasrettin Hoca Fıkraları, Yağmur paylaştı

Nasrettin Hoca tarlada uğraşırken birden alacaklısı gelmiş.
— Hoca, paramı ne zaman ödeyeceksin? demiş.



Nasrettin Hoca da;
— Şu gördüğün bölgeden devamlı koyunlar geçer, oraya bir tel örgü yapacağım, takılan koyun yünlerini de satıp sana borcumu ödeyeceğim, demiş.

Adam da haklı olarak gülmüş. Nasrettin Hoca buna karşılık adama;
— Ne oldu köftehor. Peşin parayı görünce gülersin demii! demiş.

Nasrettin Hoca Fıkraları, Reyhan paylaştı

Nasreddin Hoca sürekli ikilemeli konuşan bir arabacıya bir gün der ki:
— Efendi, benim eşyalar taşınacak, gel de taşı. Arabacı;
— Neler var? Diye sorar arabacı. Hoca;
— Dolap molap, yatak matak, sandalye mandalye, der. Arabacı;
— 50 Akçeni alırım Hoca, der. Hoca;
— Olur, der. Arabacı eşyaları taşır, Hoca adama 25 Akçe verir. Adam;
— Hoca, bu paranın yarısı, der. Hoca;
— İyi ya işte, sen de eşyaların yarısını taşıdın; dolabı götürdün, molap kaldı, yatağı götürdün, matak kaldı, der.

Nasrettin Hoca Fıkraları, fikraoku.com.tr paylaştı

Nasreddin Hoca, kısa bir süre önce hakimliğe atanmıştı. Ona ilk dava sunulmuştu ve davacı öyle inandırıcı deliller göstermişti ki, Nasreddin Hoca:
— Haklısın, demiş.
Mahkeme kâtibi onu, davalıyı dinlemeden önce karar vermemesi için uyarmıştı.
Davalının güzel konuşması onu öyle etkilemişti ki, adam konuşmasını bitirir bitirmez:
— Haklısın, demiş.
Mahkeme kâtibi bu yargılama şekline asla razı olmamış ve:
— Beyefendi, her ikisi de haklı olamaz ki!
Hoca da:
— Sen de haklısın, demiş.

Nasrettin Hoca Fıkraları, Nasreddin Hoca Fıkraları paylaştı

Eski yılların birinde kıtlık zamanında Hoca'yı çarşıda ekmek yiyerek giderken görenler :
- Hoca efendi, herkesin gözü önünde böyle ekmek yemek ayıp değil midir? demişler.

- Komşusu açken bol bol tıkınmanın gizlisi ayıp olmazsa açıkta yapılanı ne diye ayıp olsun, demiş Hoca,

- Komşusu açken tok yatmak, ya her zaman, her yerde ayıptır, ya da hiç ayıp değildir.

Nasrettin Hoca Fıkraları, Emre Serdar paylaştı

Nasrettin Hoca bir gün arkadaşını ziyaret etmek için yola çıkıyor. Hava öyle sıcak ki, Hocanın dili damağına yapışmış bir halde terliyor.

Hoca köye vardığında, arkadaşı şöyle söylüyor:
— Ah Hoca, ne oldu böyle? Sen ne kadar da yorgun görünüyorsun. Gel, eve gidelim ve buz gibi bir soğuk hoşaf içelim. Sen onu içersen, dinlenirsin.

Arkadaşı Hocayı eve getirmiş. Kaynatılmış erik hoşafını kurulan sofraya koymuş. Hocaya da küçük bir kaşık vermiş;
— Beraberce hoşafı içelim, diyerek kendisi de büyük bir kaşık almış. Daha sonra soğuk hoşafı içmeye başlarlar. Hoca şöyle söylenir:
— Ne kadar da lezzetli. Fakat hoşaf bu küçük kaşıkla içilmiyor.

Ev sahibi de yanan göğsünü serinletmeye çalışır. Arkadaşı hoşafı içtikçe, bir eliyle de midesini tutar.
— Ahh, çok yorulmuşum, hoşafı içersem, tekrar hayatıma kavuşurum, der.

Adam içini çektiğinde, Hoca kendi kendine şöyle söylenir: "Devamlı içini çeken ve ölmek isteyen ne utanmaz bir adammış bu?"

Bunun üzerine sabrı tükenen Hoca şöyle söyler:

— Hey, arkadaş! Devamlı ölmeye ne var? Büyük kaşığı bana ver ki, ben de kendimi öldürebileyim.

Nasrettin Hoca Fıkraları, fikraoku.com.tr paylaştı

Diğer Sayfalar: 1 2 3 [4]5 6 7 ... Son Sayfa

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivi

Fıkra / Komik Şeyler Ekleyin