Nasrettin Hoca Fıkraları

ANA SAYFA > Nasrettin Hoca Fıkraları (385 Fıkra)

Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca bir gün heybe almak için pazara gider. Güzel bir heybe görüp pazarcı ile pazarlık yapar ve 1 akçeye anlaşırlar. Tam oradan ayrılacaktır ki daha güzel bir heybe dikkatini çeker:
- Kaç akçe şu heybe muhterem?

- 2 akçe hocam.
- Aldım gitti, diyen hoca elindekini bırakır ve onu alıp tam gidecekken pazarcı seslenir:

- Hocam. Bu heybe 2 akçe, sen 1 akçe verdin.

Hoca sinirlenir:
- Bre cahil adam! Sana önce 1 akçe verdim. Sonra da 1 akçelik heybe bıraktım! İkisi eder 2 akçe. Daha benden neyin parasını istersin!

Nasrettin Hoca Fıkraları, gamzegül öztekin paylaştı

Nasreddin Hoca bir yaz günü yolculuk ederken, öğle vaktine doğru bir hayli susar. İlerde bir göl görür. Şöyle kana kana su içmeyi düşünerek gölün kenarına gelir, avucunu doldurur, hızla bir kaç yudum yutar; amma midesi bulanır, tükürmeye çalışır. İlk defa karşılaştığı bir su olan Acıgöl'ün sodyum sülfatlı suyu midesini berbat etmiştir.

Hoca civarda aranırken küçük bir su kaynağına rastlar. Suyun tatlı su olduğunu anlayınca, önce ağzını iyice çalkalar, sonra da kana kana su içer, Eşeğini de sular.

Şakır şakır dalgalanan Acıgöl'e şöyle bir bakar, su içtiği kaynaktan avucunu doldurarak gölün kenarına gelir;

- "Cimri zenginin zekâtsız malı gibi şişinip durma!... Su dediğin böyle olur" diyerek avucundaki suyu şak diye gölün yüzüne savurur.

Öğüt: Yerinde ve zamanında yapılmış ikramın küçüğü, büyüğü olmaz. Allah'ın rızasını kazanmak için fırsatları iyi değerlendirelim.

Nasrettin Hoca Fıkraları, dersimiz.com paylaştı

Dostlarından biri Nasreddin Hoca'ya konuk olmuş. Yiyip içmişler, tatlı tatlı söyleşmişler, gece geç vakit yatacakları sırada konuk:
- Bizim eller bizim eller, yatarlarken üzüm yerler, demiş.

Hoca bakmış ki yemenin içmenin sonu gelmeyecek:
- Bizde öyle âdet yoktur, saklarlar da güzün yerler! deyivermiş.

Nasrettin Hoca Fıkraları, Berivan paylaştı

Hoca yine bir gün merkebi(eşeği)ni kaybetmiş, çarşıda bağıra bağıra:

- Benim merkebimi kim bulursa, yularıyla, semeriyle müjde olarak ona vereceğim, diyerek herkese bildirmiş.

Birisi:

- "Hoca, merkebi semeriyle, yularıyla bulana tekrar verdikten sonra, ha kaybetmişsin, ha kaybetmemişsin bir şey fark eder mi? Bundan sen ne kazanmış olacaksın!" Diye sormuş.

Hoca gülerek:

- İyi amma, ya bulmak zevkini o kadar önemsiz mi zannediyorsun...

Nasrettin Hoca Fıkraları, fikraoku.com.tr paylaştı

Çocuklar, mahallede birbirlerine girmişler. Kavga dövüş, kıyamet!... Ele geçirdikleri bir kucak cevizi bir türlü doğru dürüst bölüştüremiyorlarmış. Kavganın kızıştığı bir sırada Hoca da oradan geçiyormuş. Çocuklar koşarak ona başvurmuşlar:

- Hoca Efendi, ne olur, şunları bize güzelce bölüştürüver!

Çocuklar bir kenara çekilmişler. Hoca geçmiş cevizlerin başına:

- Çocuklar demiş, Allah taksimi mi istersiniz, yoksa kul taksimi mi?

Çocukların hepsi birden:

- Allah taksimi, Allah taksimi!

Diye bağırmışlar. Bunun üzerine Hoca bir avuç ceviz alıp bir çocuğa vermiş. Arkasından iki cevizi bir başkasına, birkaç avucu ötekine, beş altı taneyi berikine... Bazı çocuklara da hiç vermemiş. Çocuklar Hoca'ya itiraza başlamışlar.

- Bu nasıl taksim Hoca Efendi, haksızlık ettin! Demişler. Hoca da:

- Çocuklar demiş, siz benden Allah taksimi istemediniz mi?... Allah taksimi böyledir. O, dilediğine az, dilediğine çok verir, hiç vermediği de olur, herkes kısmetine boyun eğer!..

Nasrettin Hoca Fıkraları, dersimiz.com paylaştı

Nasreddin Hoca, şehirlerarası yolculuk yaparken, yolunun üstündeki köyde bir köylüye konuk olmuş. Yatma zamanı gelince adam;
- Hoca efendi, uykusuz mu yoksa susuz musun? diye sormuş.

Adamın yemekten söz etmediğini gören Hoca hiç bozuntuya vermeden;
- Buraya gelirken pınar başında bir güzel uyumuştum, demiş.

Nasrettin Hoca Fıkraları, dersimiz.com paylaştı

Hoca arkadaşıyla birlikte yolda yürürken yanına yanaşan iyi giyimli bir dilenci Hoca'dan sadaka ister. Hoca:

- "Alacağın parayla ne yapacaksın?" diye sorunca dilenci:

- "Kendime yeni bir elbise ve ayakkabı alacağım, sonra arkadaşlarıma yemek ısmarlayıp akşama da kahvehaneye gideceğim." der. Hoca cebinden bir altın çıkarıp verir, biraz yürüdükten sonra üstü başı eski bir dilenci daha yanaşır ve para ister. İsteme sebebi olarak da yemek için peynir ve ekmek alacağını söyler. Bu defa Hoca yeni bir elbise, ayakkabı, arkadaşlarıyla beraber yemek yeme ve sonrada kahvehaneye gidip gitmeyeceğini sordu. Dilenci:

- Ben dindar birisiyim, vaktimin çoğunu ibadetle geçiririm, sorduğunu şeyler için istemediğini söyler. Hoca elini kesesine atıp bir kuruş verir. Durumu merak eden arkadaşına da:

- İlk dilencinin masraflı alışkanlıkları var rahat bir hayat istiyor, diğeri ise nefsinin isteklerini kırarak yaşayan sade bir insan. şeklinde izah eder.

Nasrettin Hoca Fıkraları, dersimiz.com paylaştı

Diğer Sayfalar: İlk Sayfa ... 34 35 36 [37]38 39 40 ... Son Sayfa

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivi

Fıkra / Komik Şeyler Ekleyin